Kanser gençler arasında neden artıyor?

50 yaşın altında görülen kanser vakalarında artış yaşanıyor. Türk Tıbbi Onkoloji Derneği Başkanı Prof. Dr. Murat Dinçer, bu durumun asıl nedenlerini sıraladı.

Kanser gençler arasında neden artıyor?
Yayınlama: 06.04.2024
A+
A-

Habertürk’ten Demet Demirkır’in haberine göre Son yıllarda kanser dünya genelinde artış gösteriyor. Uluslararası Kanser Araştırma Ajansı’na (IARC) göre, 2050 yılında 35 milyondan fazla yeni kanser vakası öngörülüyor. Bu rakam 2022 yılındaki tahmini 20 milyon vakaya kıyasla yüzde 77’lik bir artış anlamına geliyor.

Hızla artan küresel kanser yükü, hem nüfusun yaşlanması ve büyümesini hem de insanların risk faktörlerine maruz kalmasındaki değişiklikleri yansıtıyor. Bu açıdan tütün, alkol ve obezite kanser vakalarındaki artışın arkasındaki temel faktörler olup, hava kirliliği de çevresel risk faktörleri arasında önemli bir yer tutmaya devam ediyor.

50 YAŞ ALTINDA KANSER VAKALARI ARTIYOR

 

Kanserde küresel ölçekte bir artış yaşanırken Türk Tıbbi Onkoloji Derneği Başkanı Prof. Dr. Murat Dinçer, 1-7 Nisan Ulusal Kanser Haftası kapsamında yaptığı açıklamada 50 yaş altında da kanser vakalarında artış olduğunu kaydetti.

 

Prof. Dr. Dinçer, “Kanser vakalarındaki artışı GLOBOCAN denilen kanser istatistiklerinden takip edebiliyoruz. Kanser tanısının hızlı bir şekilde konulabilmesiyle kanser vakalarının her geçen gün arttığını söyleyebiliriz. Gelişen teknoloji, hem kanserin teşhis edilmesinde hem de bir miktar kanserin gelişiminde rol oynuyor. Daha fazla radyasyon maruziyeti, kimyasal etmenlerle temas, beslenmeye hızlı ulaşım, az hareketlilik, obezite gibi sorunlar önümüzdeki yüzyılda kanserin en önemli ölüm sebeplerinden olacaktır” dedi.

ÖLÜM SEBEPLERİ ARASINDA KANSER BİRİNCİ SIRAYA OTURABİLİR

Prof. Dr. Dinçer, “Yapılan çalışmalarda Türkiye’de, Avrupa’da ve ABD’de tahminler bu yönde. Kanser, ölüm sebepleri arasında muhtemelen kalp ve damar hastalıklarını geçerek birinci sıraya oturacak gibi görünüyor” ifadelerini kullandı.

“4 KADINDAN BİRİNDE MEME KANSERİ GÖREBİLİRİZ”

 

18-49 yaş arasında görülen kanserlerin erken yaşta görülen kanser olarak değerlendirildiğini söyleyen Prof. Dr. Dinçer, “Kanser türleri bölgesel olarak farklılıklar gösteriyor. Bazı coğrafyalarda mide kanseri, bazı coğrafyalarda bağırsak kanseri, meme kanseri daha sık görülüyor. ABD’de elde edilen son verilere göre, önümüzdeki 30 yıl boyunca her 4 kadından birinde meme kanseri; 80 yaş üstü her 2 erkekten birinde prostat kanseri görebiliriz” dedi.

 

Erken yaşta görülen kanserlerin cinsiyet farklılığı gösterdiğini vurgulayan Prof. Dr. Dinçer, “Erkeklerde testis kanseri, kolorektal kanser, tiroid kanseri daha sık görülürken; kadınlarda meme kanseri, yumurtalık kanseri, kolon ve rektum kanserleri ile mide kanserleri görülüyor. Yaş ilerledikçe bu dağılımlar farklılaşıyor. Kadınlar için meme kanseri en ciddi sorun diyebiliriz” şeklinde konuştu.

KADINLAR AKCİĞER KANSERİNDE ERKEKLERİ YAKALAMAK ÜZERE

Prof. Dr. Dinçer, Türkiye’de akciğer kanserinin hızla arttığını belirterek, “Tütün kullanımının artması öncelikli etmendir. Kadınlar da akciğer kanserinde erkekleri yakalamak üzere. Önümüzdeki yıllarda muhtemelen akciğer kanserinde kadın ve erkek eşitlenecek ve kanserin bu türü, en ölümcül kanser olarak birinci sıraya gelecek” dedi.

 

KANSERDEN KORUNMAK İÇİN ATILMASI GEREKEN ADIMLAR

Kanserde erken teşhisin kanser ölümlerinden korunmada son derece etkili olduğunu söyleyerek, sözlerini şöyle sürdürdü: “En önemlisi kanser olmamak yolunda bir şeyler yapmaktır. Bu anlamda tütünle mücadeleye daha çok hız vermeliyiz. Diyabetle ve obeziteyle mücadelede daha sert önlemler alınmalı; obezitenin çocukluk çağından başlayan tarama programlarıyla, erken teşhisi ve diyet programları, zayıflatma tedavileri, alışkanlıkları değiştirmek gibi grup terapileriyle çözülmesi gerekiyor çünkü obezitenin; meme kanseri, rahim kanseri, bağırsak ve pankreas kanserleri sıklığını hızla artırdığını biliyoruz.”

 

“HPV’YE KARŞI HEM KIZ HEM ERKEK ÇOCUKLAR AŞILANMALI”

Cinsel yolla ve diğer yollarla bulaşan virüslerle de mücadele etmek gerektiğini vurgulayan Prof. Dr. Dinçer, “Özellikle HPV; ağız, boğaz, dil, yutak, gırtlak kanserlerine ve kadınlarda rahim ağzı kanserlerine yol açan bir virüstür ve bununla da mücadele etmek gerekiyor. Sıklığı azaltmak için de etkin tedavi aşılama programının bir an önce aşı takvimine alınarak hem kız hem erkek çocukların aşılanması gerekir. Hazır gıdalardan kaçınmak da bir hayli önemlidir. Türk gıda kodeksini eksiksiz takip etmek ve buna uygun besinlerin üretilmesini sağlamak ve denetlemek çok önemlidir. Denetimsiz gıda tüketimini özellikle merdivenaltı üretilen konserve ve et ürünlerinin piyasaya sürülmesine karşı dikkatli olunmalı, kullanılan koruyucuların düzeylerinin, boyar maddelerin dikkatli kullanılması gerekir. Öte yandan kalitesiz plastikler denetlenmeli. Kalem-silgi gibi kırtasiye ürünlerinin kalitesiz, sağlığa zararlı boyalarla yapılmış olması mümkün olabiliyor. Bunların denetlenip, ürünlerde zararlı boyar madde saptanırsa kullanımdan çekilmesi sağlanmalı. Ürünlerdeki aflatoksin düzeyleri çok iyi takip edilmeli. Zaman zaman tarım ürünlerinin çekirdeklerinde, kuruyemişlerde aflatoksin miktarı artabiliyor. Bu bir mantara bağlı olarak ortaya çıkıyor ve net olarak karaciğer kanseriyle ilintilidir. Bu nedenle korunmak için idari önlemlerin de alınması gerekli” diye konuştu.

“TOPLUMSAL FARKINDALIK ÇOK ÖNEMLİ”

 

Kanser ölümlerini azaltmak için ikincil korumanın erken tanı olanaklarını seferber etmek ve kanser tarama programlarına uyumu çok daha yükseğe taşımak olduğunu aktaran Prof. Dr. Dinçer, “Bunlar ülkemiz için ana hedef olmalı. Toplumsal farkındalık çok önemli. Kansere neden olan etmenler neler ve bunlardan nasıl uzaklaşılır ya da kendimizde bir belirti hissettiğimizde nereye başvuracağımız, rutin taramalar ne sıklıkla ve nerelerde yapılacak bu konuda bilinçlenmemiz çok önemli” dedi.

Son dönemde Sağlık Bakanlığı’nın kanser taramasını aile hekimliği sistemi ve KETEM’ler üzerinden yaptığını ifade eden Dinçer, “Mamografi, meme ultrasonu ve pap-smear ve kan tahlilleri yapılıyor. Bunlar daha çok detaylandırılmalı ve koruyucu hekimlik kısmına daha da ağırlık verilerek, sahada hastayı ilk gören hekimlerin bu konuda daha gayretli olmaya özendirilmesi gereklidir” diye konuştu.

* GLOBOCAN, 185 ülkede 36 kanser türü ve tüm kanser bölgeleri için birleştirilmiş küresel kanser istatistikleri ve insidans ve mortalite tahminleri sağlayan çevrimiçi bir veritabanıdır.

Bir Yorum Yazın
Ziyaretçi Yorumları - 0 Yorum

Henüz yorum yapılmamış.