Van’ın genç ve başarılı diş hekimlerinden biri olan Dilruba Gülsoy, mesleki donanımı, hasta memnuniyeti odaklı çalışmaları ve hijyenik, tam donanımlı kliniğiyle kısa sürede dikkat çekmeyi başardı.
Pamukkale Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi mezunu olan Gülsoy, Van’da ağız ve diş sağlığı alanında önemli bir hizmet sunuyor. Kendisiyle diş hekimliği, meslek seçimi ve hastaların en sık yaşadığı problemler üzerine kapsamlı bir röportaj gerçekleştirdik.
Dilruba Gülsoy, sağlık alanına ilgim hep vardı ama özellikle diş hekimliği, estetikle bilimi birleştirmesiyle ilgimi çekti. Lise yıllarında karar verdim ve Pamukkale Üniversitesi’nde eğitim aldım. Bu meslek sabır, el becerisi ve empati gerektiriyor. İnsanlara dokunabildiğiniz bir alan olması da ayrıca tatmin edici.
Bu iş gönülden yapılmalı. Sadece diploma almakla kalmayıp sürekli öğrenmek gerekiyor. Günümüzde diş hekimi sayısı arttı, öne çıkmak için fark yaratmak şart. Ben de eğitimim sonrası birçok sertifikalı kursa katıldım, halen de kendimi geliştirmeye devam ediyorum. Gençlere tavsiyem, merak duygularını kaybetmesinler, günceli takip etsinler ve bu mesleği bir yaşam biçimi olarak görsünler.
Öncelikle hijyen bizim için temel bir kriter. Kliniğimizde hastaların konforu ve sağlığı için tüm detaylara özen gösteriyoruz. Modern diş hekimliğinde kullanılan dijital röntgen, panoramik tomografi cihazları ve ileri tedavi ekipmanlarıyla donatıldık. Bugün devlet hastanelerinde yapılabilen pek çok uygulamayı, teknolojik altyapımız sayesinde kliniğimizde gerçekleştirebiliyoruz.
Kliniğimiz Urartu İş Merkezi’nde, 1. kat No:14’te, Van’ın İpekyolu ilçesinde hizmet veriyor. Vanlı vatandaşlarımıza ulaşımı kolay bir noktada, sağlıklı ve güvenli hizmet sunmaya çalışıyoruz.
Ne yazık ki çoğu hasta ancak ağrı başladığında geliyor. Gece ağrıları, ilerlemiş çürükler, eski kaplamaların bozulması sık karşılaştığımız durumlar. Bunun dışında implant, estetik uygulamalar ve diş eksiklikleri nedeniyle gelen hastalar da var. Ancak kontrole gelme alışkanlığı hâlâ istenilen seviyede değil. Halbuki sorunlar başlamadan önce önlem almak her zaman daha kolay ve ekonomik.
Günde üç kez, özellikle gece yatmadan önce dişleri fırçalamak çok önemli. Ayrıca fırçalama tekniği de en az sıklık kadar önemli. Diş etine zarar vermeyecek şekilde, küçük dairesel hareketlerle temizlik yapılmalı. Arayüz fırçası, diş ipi ve gerekli durumlarda gargara da günlük rutine dahil edilmeli.
Evet, çünkü diş fırçası her yere ulaşamıyor. Dişlerin arasında kalan yiyecekler zamanla çürüğe ve diş eti iltihaplarına sebep olabiliyor. Diş ipi ya da arayüz fırçası kullanmak bu tür sorunları ciddi oranda azaltıyor. Sadece fırçalamak yeterli değil, ayrıntılı temizlik alışkanlık hâline gelmeli.
Evet, bu konuda çok soru alıyoruz. Uzun süre temizlik yapılmayan diş taşları, adeta kemiğin yerini alıyor gibi. Temizlendikten sonra bu destek ortadan kalktığı için geçici bir sallanma yaşanabilir. Ancak bu durum genellikle zamanla düzelir. Asıl tehlike, o taşların dişi ve çevresindeki dokuyu uzun vadede tahrip etmesidir.
Ağız kokusu sadece fırçalamayla ilgili değil. Diş eti hastalıkları, çürükler, dil temizliğinin ihmal edilmesi, ağız kuruluğu ve sistemik hastalıklar etkili olabilir. En çok unutulan şeylerden biri de dil temizliğidir. Hastalar genelde dişlerini fırçalıyor ama dilin üzerindeki plakları temizlemiyor. Bu da kokunun başlıca sebeplerindendir.
Dilruba Gülsoy, mezuniyetinin ardından birçok ulusal ve uluslararası sertifikalı eğitime katılarak; implant, estetik dolgu, kanal tedavisi ve gülüş tasarımı gibi alanlarda uzmanlığını geliştirdi. Kliniğinde yalnızca tedavi değil; aynı zamanda estetik uygulamalara da yer vererek, hastalarına hem sağlıklı hem estetik gülüşler kazandırmayı hedefliyor.
Genç yaşına rağmen mesleki donanımı, hijyenik çalışma ortamı ve teknolojiye entegre kliniğiyle Van’da fark yaratan Diş Hekimi Dilruba Gülsoy’a biz de teşekkür ediyor; sağlıklı gülüşlere verdiği katkılar için kendisini kutluyoruz.
KAYNAK: Kenan Gül