Psikiyatri Uzmanı Dr. Arda Kazım Demirkan, stres yönetimi ve iş yerinde öfkeyle başa çıkma konusunda önemli bilgiler paylaştı. İş Hayatında Stres Kaynakları Nelerdir?
Günümüzde ofis çalışanları, haftanın büyük bir bölümünü iş yerinde geçiriyor. İş hayatındaki yoğun tempo, stresin artmasına neden oluyor. Psikiyatri Uzmanı Dr. Arda Kazım Demirkan, stres yönetimi ve iş yerinde öfkeyle başa çıkma konusunda önemli bilgiler paylaştı.
Dr. Demirkan’a göre, çalışanlara kapasitesini aşan iş yükü verilmesi, stresin başlıca nedenlerinden biri. Çalışanların, yetenek ve bilgilerini aşan görevleri reddetme hakkına sahip olduğunu belirten Demirkan, “Bazen iş yerlerinde bireylere kaldıramayacakları kadar fazla iş yükü verilebiliyor. Bu durumda, ‘hayır’ demeyi bilmek gerekir” dedi.
Fiziksel ve sosyal çevrede meydana gelen değişimler, bireylerin uyum sürecini zorlaştırarak stres yaratabilir. Demirkan, “Bireyin yaşadığı ortamda meydana gelen uyumsuzluk, hem bedensel hem de psikolojik olarak sınırlarını zorlamasına neden olabilir” diyerek stres faktörlerini açıkladı.
Özellikle iş yerinde rol ve görev tanımlarındaki belirsizlik, bireyler arası çatışma ve iş güvencesinin olmaması gibi unsurlar stres seviyesini artırıyor. Demirkan, “Bireylerin yaşamlarındaki değişim ne kadar hızlı olursa, stres seviyesi de o denli artar” diyerek, değişim sürecinin kontrol edilmesi gerektiğini belirtti.
Stresin üretkenliği azaltarak ekonomiye de olumsuz etki ettiğini belirten Dr. Demirkan, “Yoğun stres artışı, işe devamsızlık, motivasyon kaybı ve iş değişikliklerinin artmasına yol açar” dedi. Ayrıca, stresin uzun vadede hem çalışan hem de işveren açısından zararları olduğuna dikkat çekti.
Günümüzde çalışma saatlerinin dışında aile ve sosyal yaşamda stres oluşturan farklı konu ve sorunların da söz konusu olduğunu söyleyen Uzm. Dr. Demirkan, şu bilgileri paylaştı:
“Hayat şartları gereği insanlar gerçek hayatlarında kişisel ve çevresel birçok engelle karşılaşmaktadır. Örneğin, başarılı bir futbolcu sakatlanabilir, istediğimizden az paraya sahip olabiliriz veya evliliğimizde sorunlar olabilir. Bu ve benzeri durumlarda fiziksel ve duygusal sağlığımızı olumsuz etkileyen zorluklarla başa çıkmakta yetersiz kaldığımızda yaşadığımız psikolojik durum, ‘stres’ olarak tanımlanmaktadır.”
Bireyin yaşadığı fiziksel ve sosyal çevresinde meydana gelen uyumsuz durumlar sebebiyle, bedensel ve psikolojik olarak sınırlarının ötesinde sarf ettiği gayretin stresi meydana getirdiğini ifade eden Uzm. Dr. Demirkan, “Bir strese yol açan durumun diğerinden daha önemli olmasının nedenini belirli ölçülerde sezgisel olarak anlayabilmemiz için bazı önemli faktörler bulunmaktadır. Bunlar; stres oluşturucunun şiddeti, kronikliği (ne kadar sürdüğü), zamanlaması, yaşamlarımızı ne kadar etkilediği, ne kadar öngörülebilir olduğu ve stres meydana getirenin ne kadar denetlenebilir olduğudur” diye konuştu.
Dr. Demirkan, stresle başa çıkmak için şu önerilerde bulundu:
İş yaşamında çalışma ve yaşam dengesinin bozulması, artan işsizlik nedeniyle işten atılma korkusu gibi etmenlerin de stresi artırıcı unsurlar olarak belirtildiğini vurgulayan Uzm. Dr. Arda Demirkan, şunları söyledi:
“Yoğun stres artışının üretkenliği azaltarak ekonomiye olan yükün artmasına, işe gelmeme ve hasta olduğu halde işinin başında olma durumuna neden olduğu, bunun da iş motivasyonu ve performansta azalmaya, sık birim değiştirme gibi olumsuz çalışma yaşantısına sebebiyet verdiği belirtilmiştir. Ofis çalışanları haftanın neredeyse tamamını iş yerlerinde geçirmektedir. Kimi bireyler haftanın ilk günü olan pazartesiye mutlu, heyecanlı başlarken kimileri de pazartesi gününe isteksiz başlamaktadır. Ancak bu konunun gün ile bir ilgisinin olmadığını kabullenerek, kişisel streslerimize çözüm arayışı getirmeliyiz. Bir diğer önemli husus da iş yerlerinde bazen çalışanlara kaldırabileceklerinden fazla iş yükü verilmesidir. Bu nedenle, size kapasitenizi ya da bilginizi aşacak düzeyde bir görev verildiğinde ‘hayır’ cevabını verebilmeniz önemlidir.”
Kaynak: İHA