Kurban Bayramı, tüm İslam dünyasında coşkuyla karşılanırken, abluka altındaki Gazze Şeridi’nde kalpler bir kez daha buruk attı.
Tüm dünya Kurban Bayramı’nın coşkusunu yaşarken, Gazze Şeridi’nde bayram sevinci yerini derin bir hüzne ve acıya bıraktı. Devam eden çatışmalar ve insani krizin gölgesinde kalan Gazzeliler için bu Kurban Bayramı, bir kez daha buruk geçti. Bombaların ve yıkımın arasında, kayıpların yasını tutan halk, bayramı sevdiklerinden uzakta, temel ihtiyaçlardan yoksun ve belirsizlik içinde karşıladı.
[Fotoğraf: Yıkılmış bir binanın önünde bayramlık kıyafetleri içinde, hüzünlü bakan bir çocuk]
Kurban Bayramı, İslam alemi için yardımlaşmanın, bir araya gelmenin ve şükretmenin sembolü. Dünyanın dört bir yanındaki Müslümanlar, kesilen kurbanlar, yapılan ziyaretler ve kurulan sofralarla bayramın ruhunu yaşarken, Gazze’de durum bambaşkaydı. Bölgedeki savaş, bayramın getirdiği manevi huzuru gölgelemiş, yerini hayatta kalma mücadelesine bırakmıştı. Çocuklar şeker toplamak yerine, güvenli bir sığınak arayışında; aileler ise kurban kesmek yerine, bir sonraki öğünü nasıl temin edeceklerinin derdindeydi.
Gazze’deki insani durum, bayramla birlikte daha da ağırlaştı. Temel gıda maddelerine erişim kısıtlıyken, temiz su ve ilaç bulmak neredeyse imkansız hale geldi. Savaşın getirdiği yıkım, yüzbinlerce insanı evinden barkından etmiş, yerinden edilmiş aileler çadırlarda veya derme çatma barınaklarda bayramı geçirmek zorunda kaldı. Bayram ziyaretleri, çoğu zaman yıkılmış sokaklarda veya hastane köşelerinde, yaralı ve yaslı komşulara geçmiş olsun dilekleriyle sınırlı kaldı.
Kurban Bayramı’nın özünde yatan yardımlaşma ruhu, Gazze için daha da büyük bir anlam taşıyor. Bölge halkı, dünyanın dört bir yanından uzanacak yardım elini umutla bekliyor. Gıda, ilaç ve barınak gibi temel ihtiyaçların karşılanması, Gazzelilerin hayata tutunabilmesi için hayati önem taşıyor.
Kaynak: VANDAHABER